Merhaba sevgili Relater,
Ben Relate İçerik ekibinden Aydan. Görüşmeyeli nasılsın? Eylül ayının ilk haftası senin için nasıl geçti? Ben şahsen havaların da hafiften serinlemesiyle kendimi sonbahar için heyecanlı hissediyorum. Özellikle geçen haftaki bültenimizde Psikolog Alara Tanfer’in bahsettiği gibi, sonbaharın getirdiği atmosferi düşününce içim sıcacık oluyor.
Sonbaharla beraber değişen yaşam şeklimizde mumlar, yağmurda romantik yürüyüşler ve battaniyeler olduğu gibi yeni okul dönemi, artan şehir trafiği ve tüm yoğunluğuyla devam eden iş günleri de yer alıyor. Peki, tüm bunları düşündükçe kendini nasıl hissediyorsun? Yeni dönem için heyecanlanıyor musun yoksa kendini üzgün veya stresli mi hissediyorsun? Belki de karışık duyguları bir arada yaşıyorsundur. Haydi gel, nasıl giyineceğimizi kestirmekte bile zorlanabildiğimiz bu mevsim geçişine kendimizi nasıl adapte edebileceğimizi konuşalım!
Yaza veda etmek.
Belki bol bol yüzdüğün, belki başka şehirler gördüğün, belki de evde yatıp dinlendiğin bir yaz geçirdin. Sıcak havalardan yaylarımızın gevşediği yaz tatilinin son demlerindeyken kendimizi yavaştan yeni döneme hazırlamak iyi olabilir. Sorumluluklarımızdan uzak olduğumuz veya uzaktan çalışmanın keyfini çıkardığımız bir süreçten sonra okula/işe dönmenin gerektirdiği disiplini sağlamakta zorlanabiliriz. Belki de yazın yaptıklarımızı gözden geçirerek şükran duygusuyla dolmak, bu geçiş için gerekli enerjiyi toplamamıza yardımcı olabilir. Bunun için fotoğraflarımıza göz atabilir, yazın en sevdiğimiz anlarını bir yere not edebiliriz. Yaza somut bir şekilde veda etmek, bu geçişi idrak etmemizi ve disiplin oluşturmamızı kolaylaştırabilir. Aynı şekilde, sıcak havalara veda ederken güneşin altında yapmayı sevdiğimiz aktiviteleri son kez yapmaya vakit ayırabiliriz. Örneğin, piknik yapmaya gidebilir, çimlere uzanıp kitap okuyabilir veya deniz kenarında dondurma yiyebiliriz.
İhtiyaç listesi oluşturmak.
Havaların yavaştan serinlemesiyle birlikte yazlık kıyafetlerimizi kaldırıp sonbahar giysilerimizi düzenleme vakti geliyor. Mevsimlik giysi ve eşyalarımızı gözden geçirip kullanmadıklarımızı veya ihtiyacımız olmayanları elimizden çıkarmak, sonbahara temiz ve rahat başlamamıza yardımcı olabilir. Aynı şekilde, elden çıkaracağımız eşyaları ihtiyaç sahiplerine vermeyi tercih edebiliriz. Bununla birlikte, yeni dönem için eksiklerimizin bir listesini yapabilir ve gerekiyorsa alışverişe çıkabiliriz. Bu şekilde, kendimizi yeni döneme fiziksel ve mental olarak hazırlayabilir ve sonbaharda daha rahat edebiliriz.
Yıllık hedeflerimizi gözden geçirmek.
Eylül ayına girmemizle beraber aslında yılın son dört ayına da girmiş bulunuyoruz. Kimimiz yılın başında koyduğumuz hedefleri yılın sonuna doğru unutabiliyor veya onları gerçekleştirme motivasyonumuzu yitirmiş olabiliyoruz. Oysaki dört ay, listede kalan hedeflerimizde ilerleyebilmemiz için yeterli bir süre olabilir! Yeni döneme geçerken sene başında koyduğun hedeflerini gözden geçirmeye ne dersin? Hangi maddeleri gerçekleştirmek, hangilerini listeden silmek istiyorsun? Belki de bu sekiz ay içindeki gelişmelerden ötürü listene yeni maddeler eklemek istersin. Öte yandan, şu ana kadar üstünü çizdiğin maddeleri görmek seni motive edebilir. Hayallerini gerçeğe dönüştürdüğünü görmek ne kadar da ilham verici, öyle değil mi?
Sonbahar aktiviteleri planlamak.
Yaza dair sevdiklerimize veda ederken bir yandan da sonbaharda yapmayı özlediklerimizi kucaklıyoruz. Mevsim geçişiyle birlikte yaptığımız etkinlikler, rutinlerimiz, beslenme şeklimiz ve hatta dinlediğimiz müzikler değişebiliyor. Örneğin, domates ve salatalığın sofralarımızdan eksilmesiyle kendimize başka kahvaltı alternatifleri yaratabiliyoruz. Benzer şekilde, artık tepemizde yakıcı bir güneş olmadığı için sabahları düzenli olarak açık havada yürüyüşe çıkmayı seçebiliyoruz. Camdan yağmuru izlerken kitap okumak, havaların erken kararmasıyla uyku saatimizi erkene çekmek veya battaniyeye sarılıp film izlemek gibi çeşitli aktiviteleri hayatımıza katıp kendimize yeni bir rutin yaratabiliyoruz. Bunun için geçmiş senelerin sonbaharlarını gözden geçirmek de bize yardımcı olabiliyor. Peki, sen bu sonbaharda rutinine neleri dâhil ediyorsun sevgili Relater?
Bugün sana sonbaharın gelişine adapte olmanda yardımcı olacak bir film önerisiyle geldim. Jane Austen’in aynı isimli romanından uyarlanmış bir film olan İkna (Persuasion), 19. yüzyılın başlarında İngiltere’de geçiyor. Filmin ana karakteri Anne Elliot, iflasın eşiğindeki züppe bir ailenin modern duyarlılıklara sahip kızı olarak öne çıkıyor. Film, Anne’in zamanında kaçırdığı aşkı ve ailesinin çöküşünü sembolize eden sonbaharda başlıyor.
Tercih ettiğin sıcak bir içeceği yudumlarken kendini bu hikayeye kaptırmaya ne dersin?
Sana çok güzel bir gün ve yüzünü güldüren bir sonbahar dönemi diliyorum sevgili Relater!
Tekrar görüşene dek kendine çok iyi bak.
Sevgiler,
Aydan Albayrak
Yine her zamanki gibi harikasınız👏👏💙