Merhaba Sevgili Relater,
Ben Relate içerik ekibinden Psikolog Alara Tanfer, eylül ayının ilk bülteninde sana ben sesleniyorum. Yaz mevsiminin sonuna gelmemiz beni biraz hüzünlendirse de yaklaşan sonbaharın turuncu renkleri beni heyecanlandırmıyor değil.
Sonbaharı düşündükçe aklıma turuncunun tonları, mumlar, balkabakları, battaniyeler ve tarçın kokusu geliyor. Üstelik tüm bunları anımsadıkça içimi bir huzur da kaplıyor. Belki sen de sonbaharla ilgili benzer referanslara sahipsindir. Hatta belki demin saydıklarım senin de kendini iyi hissetmeni sağlıyordur! Peki bunların hepsini kapsayan bir kavram, hatta bir yaşam felsefesi olduğunu söylesem ne dersin? Birlikte ismi Hygge olan bu yaşam şeklini keşfedelim mi?
Danimarka kültüründen doğan Hygge, sıcak bir atmosfer yaratmak ve iyi insanlarla birlikte sade güzelliklerin tadını çıkartmak olarak tanımlanıyor. Aslında bize, kendimizi iyi hissettiren bir yaşam alanı kurmayı, hayatın sunduğu basit zevklerden keyif almayı ve sevdiklerimizle samimi bağlar kurmayı öğütlüyor. Penceremizden süzülen sabah ışığının sıcaklığını hissettiğimizde, bir sofrada sevdiklerimizin kahkahalarını paylaştığımızda, kitabımızla battaniyenin altına kıvrıldığımızda, evimizi saran kek kokusunu doya doya içimize çektiğimizde… Aslında tüm bu anlarda Hygge’yi deneyimliyoruz. Peki Hygge’yi hayatımıza dahil etmek iyilik halimize nasıl katkıda bulunuyor?
Duygusal faydaları: Hygge’nin öğütlediği gibi anın tadına varabildiğimizde ve bize iyi hissettiren bir yaşam alanı kurduğumuzda kendimizi daha sakin ve güvende hissediyoruz. Kendimizi güvende ve huzurlu hissettiğimizde yakınlarımızla da daha içten ve samimi bağlar kurabiliyoruz. Araştırmalara göre, Hygge yaşam tarzını benimseyen kişiler daha az depresyon ve anksiyete yaşıyorlar. Yaşama daha olumlu bakıyor ve daha büyük bir farkındalıkla yaşıyorlar.
Fiziksel faydaları: Kendimizi güvende ve sakin hissetmek vücudumuza da iyi geliyor. Çünkü bizi kaygılandıran ve ruhumuza iyi gelmeyen yaşam alanlarında bulunduğumuzda vücudumuz doğal olarak savaş, kaç veya don tepkisi veriyor. Hygge felsefesiyle düzenlenmiş yaşam alanlarında ise zihnimiz ve bedenimiz gevşeyip rahatlayabilecek alanı bulabiliyor. Bunun sonucunda daha iyi uyuyor, daha az stres hormonu salgılıyor ve alkol gibi sağlıksız başa çıkma davranışlarına daha az ihtiyaç duyuyoruz.
“İyi güzel de Hygge’yi hayatıma nasıl dahil edeceğim?” diye soruyor olabilirsin. Aslında düşündüğünden de kolay bir şekilde! Haydi gel, daha yakından bakalım.
Aydınlatma, bir yaşam alanının bize iyi hissettirmesinde o kadar büyük bir rol oynuyor ki! Beyaz, florasan ışıklar yerine sıcak tonlarda sarı ışıklar bize daha huzurlu hissettiriyor. Aynı zamanda, tepe aydınlatmaları yerine ayaklı lambalar kullanmak daha huzurlu bir ambiyans yaratmamıza yardımcı oluyor. Mumları da unutmamak lazım! Mumlar doğal ve yumuşak bir ışık sağlayarak rahatlamamızı ve güzel kokularıyla sakinleşmemizi sağlıyor.
Hygge, bizi yumuşak ve rahatlatıcı dokulara yönelmeye davet ediyor. Yaşam alanlarımızda battaniyeler, sıcak renklerle donatılmış örtüler, yastıklar veya kilimler kullanmak bize iyi hissettiriyor. Kaygılı veya gergin hissettiğimizde kendimizi yumuşak dokuların sakinleştiriciliğine bırakabiliyoruz.
Dekorasyonda yaptığımız küçük dokunuşlar da Hygge ile dolu bir yaşam alanı yaratmamıza yardımcı oluyor. Ahşap eşyalar, iç mekan bitkileri veya sevdiklerimizin fotoğrafları ile dolu alanlar daha huzurlu hissetmemizi sağlıyor.
Seçtiğimiz renkler de iç huzurumuzu etkiliyor. Yumuşak pastel tonlardaki şeftali ve portakal rengi, yeşil veya açık kahve renkleri bize daha huzurlu hissettiriyor.
Tabii ki yaptığımız aktiviteler de bu felsefede önemli bir yer kaplıyor. Hyggelig aktiviteler sevdiklerimizle evde film ya da oyun gecesi düzenlemek, sıcak bir çay eşliğinde kitap okumak, gün batımını izlemek veya güzel kokular yayan yemekler yapmak gibi aktiviteleri kapsıyor. Aslında şekilden çok öze odaklanarak bize kendimizle ve sevdiklerimizle bağlantı kurabileceğimiz aktiviteler yapmayı öneriyor.
Kıyafet seçimlerinde de rahatlığı kucaklamamızı destekliyor. Yumuşak, bol ve bize iyi hissettiren renklerde giysiler gün boyunca kendimizi rahat ve huzurlu hissetmemize yardımcı oluyor.
Ne dersin? Denemeye değer değil mi? Özellikle de içinde bulunduğumuz gündemlerin ortasında kendi kendimizin elinden tutmamız gerekebiliyor. Belki de bunun yolu Hygge yaşam felsefesini benimsemekten geçiyordur.
Hygge: Danimarkalıların Mutluluk Sırrı - Meik Wiking
Hygge’ye yaptığımız bu küçük giriş ilgini çektiyse senin için harika bir okuma önerim var: Hygge: Danimarkalıların Mutluluk Sırrı. New York Times bu kitabı “Hygge çoksatanlar listesinde parlayıp sönecek basit bir kitap değil, ayakları yere basan bir yaşam tarzı.” diye niteliyor. Eğer bu huzur verici yaşam felsefesi hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsan bu kitaba bir şans vermelisin!
Bültenimizin sonuna gelirken hangi yaşam tarzını benimsersen benimse sana huzurlu hissettiren günler yaşamanı diliyorum. Ve unutma, eğer iyi hissetmediğini düşünüyorsan yeniden başlamak için asla geç değil!
Sevgiler,
Alara.
Emeğinize sağlık harika bir yazı olmuş 👏👏💙