Merhaba Sevgili Relater,
Bu bülteni, siren sesleri eşliğinde hayatımızın olağan akışını bir dakikalığına durdurup Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü andığımız bir sabahın ardından paylaşıyoruz seninle. Nasılsın? Nasıl geldi bu sabah sana?
Ben Relate İçerik Ekibi’nden Psikolog Ece Karya Özkan. Bugünün bültenini senin için ben kaleme alıyor olacağım. Toplumsal yası deneyimlemek için ayırdığımız Anma Günleri bize kayıplarımızı hatırlattığı için kimimiz için zorlu geçebiliyor. Geçtiğimiz yıl bu durumu gözeterek kayıplarımızla nasıl baş edebileceğimiz üzerine bir bülten hazırlamıştık. Bugün ise kaybettiklerimizi anmanın yolları ve bunun bize nasıl iyi gelebileceği üzerine yazmak istedik.
Yas dediğimiz zaman her ne kadar aklımıza ilk olarak sevdiğimiz birini kaybetmek gelse de aslında kaybettiğimiz birçok farklı şey için yas tutabiliyoruz. Biten bir ilişkiden kaybedilen bir dostluğa kadar, kendimizi farklı yoğunluk ve biçimlerde yaşanan bir yas sürecinin içinde bulabiliyoruz. Bir yas ile karşı karşıya kaldığımızda yasını tuttuğumuz şey üzerine düşünmenin ya da onun hakkında konuşmanın bize ne kadar iyi geleceğini bilemeyebiliyoruz. Özellikle yaşadığımız kayıp tazeyken kaybedilen kişi ve anılarımız üzerine düşünmek, onlar hakkında konuşmak ve duygularımızı paylaşmak zor gelebiliyor. Kontrolü kaybedecekmiş, duygularımızın ağırlığı altında ezilecekmiş ya da acıdan çözülüverecekmiş gibi hissedebiliyoruz. Eğer yas tutan kişi çevremizdeki biriyse ve bu süreçte ona destek olmak istiyorsak bu konu hakkında ne kadar konuşmamızın iyi olacağından emin olamayabiliyor ve “Acaba böyle dersem hatırlatmış mı olurum ve bu onu daha kötü etkiler mi?” diye düşünebiliyor, nasıl yaklaşacağımızı bilemeyebiliyoruz.
Bir yandan da Anma Günleri’nin dünyanın her yerindeki ve her kültürdeki varlığı, aslında kaybettiklerimizi anmaya ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor. Her ne kadar kaybettiğimiz kişi ile geçirdiğimiz güzel günleri hatırlamak içimizde derin bir sızı bıraksa da aynı duyguyu paylaştığımız insanlarla bir araya gelerek o kişiyi anmak bize bu deneyimde yalnız olmadığımızı hatırlatıyor. Birbirimizin acısını anladığımızı hissettiğimizde o acıyı yaşamak için kendimize güvenli bir alan da açabiliyoruz. Bugün olduğu gibi bir araya gelerek ortak duygularla beraber baş edebileceğimiz ritüeller geliştirmek hem kaybettiklerimizin bir zamanlardaki varlığına teşekkür edebilmemizi hem de acımızı bize iyi gelecek bir şekilde deneyimleyebilmemizi sağlıyor.
Peki kaybettiklerimizi anmak ne demek? Sevdiklerimizle oturup eski zamanları yad etmek dışında yapabileceğimiz başka şeyler var mı? Bunlardan birkaçını fikir olması açısından listeledik ancak yas, hepimizin farklı şekillerde deneyimlediği bir duygu olduğu için bu listedekilerden ilhamla kendine ait anma biçimleri keşfedebilirsin:
Kaybedilen kişinin anısına bir ağaç dikmek ve zorlandığımız anlarda bu ağacı ziyaret etmek
Kaybedilen kişiye mektuplar yazıp onları saklamak
Ölüm yıl dönümlerinde yalnız kalmak bize iyi gelmeyecekse o günleri aynı yası paylaştığımız insanlarla birlikte geçirmek
Hayvanlarla vakit geçirmek
Kaybedilen kişinin anısına ihtiyacı olan bir öğrenciye burs vermek ya da bir sivil toplum kuruluşuna bağış yapmak
Kaybedilen kişiyle birlikte yaptığınız şeyleri aynı yası paylaştığınız insanlarla birlikte yapmak (belli bir kafeye gitmek, belli bir filmi izlemek, belli bir yemeği yapmak)
Bunların yanı sıra, yas sürecinde hissettiğin zor duygularla baş ederken desteğe ihtiyacın olursa Relate uygulamasındaki “ Zor Duygularla Baş Etmek” yolculuğuna başlayabileceğini ya da bir ruh sağlığı uzmanına başvurabileceğini hatırlatmak isterim.
Bu özel günde, Mustafa Kemal’i anmanın en iyi yolu ne olabilir diye düşündüm ve aklıma Atatürk’ün anılarını Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya kitabından okumak geldi. Eğer sen de henüz okumadıysan 10 Kasım haftası Çankaya’yı okumanın tam vakti.
Kaybımızın 86. yılında da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyor ve kendisinin de söylediği gibi naçiz vücudu toprak olsa bile kurduğu Cumhuriyet’i ilelebet payidar kılmaya, yükseltmeye ve yaşatmaya devam ediyoruz!
Bu haftalık benden bu kadar Sevgili Relater.
Kendine çok iyi bak,
Karya.
Kaleminize, yüreğinize sağlık 😍