Yalnız değilsin.
“Anormal bir duruma karşı gösterilen anormal tepki, normal bir davranıştır.” - Victor E. Frankl
Kaygıyı, korkuyu, çaresizliği ve tarif etmesi zor birçok olumsuz duyguyu yoğun hissettiğimiz bir dönemdeyiz. Bu dönemde kendimizi karanlıkların içinde duygularımızı ve etrafımızda olup bitenleri anlamlandıramayan bir halde bulabiliriz. Ama unutma, bu karanlıkların içindeki tek yanan mum sen değilsin, sadece karanlıkta uzakta yanan diğer mumları görmek bazen zor olabileceği için kendini yalnız hissediyorsun. Ama yalnız değilsin.
Eğer
Korkuyorsan
Kendini güvende hissetmiyorsan
Öfkeliysen
Kafan karışıksa
Yas tutuyorsan
Uyanmakta, uykuya dalmakta, kesintisiz uyumakta zorlanıyorsan
Uzun uzadıya olumsuz düşüncelere dalıyorsan
Uyuşmuş ve bitkin hissediyorsan
Rutin hayatına devam ederken suçluluk hissediyorsan
Yalnız Değilsin!
Bunlar hepimizin doğal afetler sonrasında verdiğimiz ortak tepkiler. Yaşanan afetlerin psikolojik sağlamlılığımızı sarsması çok doğal. Bu durumun yarattığı yoğun duygular ve verdiğimiz tepkiler ise birbirinden farklı olabiliyor. Çünkü yas tutma ve zorluklarla başa çıkma mekanizmalarımız daha önceki deneyimlerimize göre şekilleniyor, yaşadığımız yeni zorluklar da yeni baş etme yöntemleri bulmamıza neden oluyor. Örneğin, hissettiğimiz öfke duygusunun yıkıcılığına teslim olmak yerine bu yoğun duyguyu harekete geçmekte kullanabilmemiz mümkün.
Medyada gördüğümüz deprem sonrası paylaşılan görüntüler ve deprem sonrası yetersiz kalan fiziksel ve psiko-sosyal destekler zihnimizde “Dünya tehlikeli bir yer ve bununla baş edemem.” gibi düşüncelerin oluşmasına sebep olabilir.
Peki çok fazla olumsuz düşünceye kapılıp elimiz kolumuz bağlı bir şekilde oturuyorsak ne yapmalıyız?
Zor da olsa önceden bize iyi geldiğini bildiğimiz içsel kaynaklarımızdan yararlanmak, rutinlerimize devam etmeye çalışmak ve çevremizdeki insanlardan sosyal destek almak depremin üzerimizdeki olumsuz etkilerini başkalarına yardım etmek için olumlu bir etkiye döndürmemizi sağlayabilir.
Bu süreçte doğru ya da yanlış olduğunu ayırt etmekte zorlandığımız birçok kaynaktan bilgiye maruz kalıyoruz. Bu yüzden bir yandan kafa karışıklığı yaşayabiliyor, bir yandan da edindiğimiz bilgileri anlamlandırmakta zorlanabiliyoruz. Eğer sen de benzer bir durumdaysan deprem sonrası psikolojik sağlığını korumana ve yükselen kaygı seviyeni düzenlemene yönelik bazı öneriler için “Deprem Sonrası Psikolojik Dayanıklılığı Artırma” yazımıza göz atabilirsin.
Diğer yandan, bu süreçten yoğun bir şekilde etkilenen çocuklar var. Çocuklarla bu süreçte nasıl iletişim kurabileceğimize ve onlara nasıl yaklaşmamız gerektiğine dair birçok endişemizin olması çok doğal. Bu durumun çocuklar üzerindeki uzun süreli olumsuz etkilerini en aza düşürmek için onlara nasıl davrandığımıza ve onlarla nasıl konuştuğumuza dikkat etmemiz gerekiyor. Bu yüzden “Çocuklara Deprem Sonrasında Nasıl Destek Olabiliriz?” ve “Çocuklarla Ölüm Hakkında Nasıl Konuşabiliriz?” yazılarımıza göz atmak isteyebilirsin.
Son olarak, iyi haberler duymaya ve iyi hissetmeye çok ihtiyacımız olduğunun farkındayız.
Eğer bugünlerde kendini gördüklerin, izlediklerin ve aldığın haberler yüzünden sıkışmış hissedersen kendine “Şu an neye ihtiyacım var?” diye sormayı ihmal etme. Eğer ihtiyacını karşılayacak rahatlatma egzersizlerini bulmakta zorlanırsan Relate uygulamasındaki “Hemen İyi Hisset” egzersizlerini deneyebilirsin. 70’den fazla rahatlama egzersizinin bulunduğu “Hemen İyi Hisset” özelliğini uygulamanın ana sayfasındaki kalp butonuna basarak bulabilirsin.