Tüm Bu Belirsizlikle Ne Yapabiliriz?
“Korku genellikle belirsizliğe verdiğimiz ilk tepkidir. Korkuyu deneyimlemekte yanlış bir şey yoktur. Önemli olan korkuya takılıp kalmamaktır.” Gabrielle Bernstein
Geçirdiğimiz son iki hafta, içinde birçok belirsizliği barındırdı. Her güne yeni bir haberle uyanırken 28 Mayıs’tan sonrasını tam olarak görememek birçoğumuzun sakin kalmasını ve yaptığı işlere odaklanmasını zorlaştırdı. Geçirdiğimiz bu sürecin sende olumsuz duygulara neden olduğunu düşünüyorsan merak etme, yalnız değilsin. Belirsizliğe verdiğimiz ilk tepki çoğunlukla kaygı ve korku oluyor. Çünkü beynimiz bizi güvende tutabilmek ve yaşamımızın devamlılığını sağlamak için öngörmeye ihtiyaç duyuyor. Öngöremediği durumları ise bizim için bir tehdit olarak algılıyor. Bu da kaygılanmamıza, dikkatimizi toparlayamamamıza, kimi zaman öfkeli olmamıza veya sürekli yüksek stres altında hareket etmemize neden olabiliyor.
Belirsizliğin kaygı ve korkuyla yakından ilişkili olmasının bir sebebi de belirsiz durumlarda öngörme arzumuz ile olası tüm senaryoları düşünmeye çalışmamız. Kendimizi farklı ihtimallere hazırlamak faydamıza olsa da çoğunlukla en olumsuz ihtimalleri düşünmeye ve kendimizi onlara hazırlama eğiliminde oluyoruz. Bu nedenle çoğunlukla felaket senaryoları kuruyoruz. Sanki olumlu olabilecek herhangi bir ihtimal mümkün değilmiş gibi objektif bir bakış açısından uzaklaşabiliyoruz. Peki tüm bu belirsizlik ve kaygıyı nasıl efektif bir biçimde yönetebiliriz?
Belirsizlik dönemlerinde bizi en çok yoran şey her şeyi kontrol etmeye çalışmamız oluyor. Bu nedenle belirsizliğin yarattığı olumsuz duygularla baş etmenin çözümü de çoğunlukla burada yatıyor. Böyle zamanlarda kendimiz ve çevremiz için yapabileceğimiz en sağlıklı şey elimizde olmayan değişkenleri kontrol etmeye çalışmak yerine kontrol edebileceğimiz noktalara odaklanmak oluyor. Bu nedenle sen de kendine şu soruları sor:
İçinde bulunduğum şartlarda belirsiz durumla ilgili neyi veya neleri kontrol edebilirim?
Bu alanlarda hangi adımları atabilirim?
Hangi değişkenleri kontrol edemeyeceğimi kabul edip zamana bırakmaya ihtiyacım var?
Kontrolü kazanabilmek için bir önerimiz var: Oy ver!
Belki geride bıraktığımız bu günlerde kontrol edebileceğin çok az şey vardı. Fakat şimdi sıra sende! Bugün oy kullanarak kendi geleceğin üzerinde söz sahibi olabilir, aynı zamanda da belirsizliğe maruz kalan tarafta olmaktan çıkıp sen de söz hakkını kullanabilirsin. Eğer bugün evde oturup seçim sonuçlarını beklemek kaygını daha çok artırıyorsa vatandaşlık hakkını kullanarak oy sayımlarına gidebilir veya sandıktaki görevlilere yiyecek içecek desteğinde bulunabilirsin! Elin kolun bağlı bir biçimde beklemek yerine hayata katılıp aktif rol oynadığında kaygının azaldığını göreceksin.
Unutma #RelateYanında!
Kendini kaygılı hissediyorsan veya belirsizlikle nasıl baş edeceğini bilmiyorsan endişelenmene gerek yok. Çünkü #RelateYanında! Uygulamadaki “Belirsizlikle Baş Etmek”, “Umutsuzluğu Yenmek” ve “Duygusal Dayanıklılık Kazanmak” yolculuklarına başlayabilir, Hemen İyi Hisset egzersizleri ile kaygın üzerinde hemen kontrol kazanabilirsin.
Öngörülemezlik ve belirsizlikle nasıl barışırız? Bunları yaşamımızı dönüştürmek için birer araç olarak kullanabilir miyiz?
Pema Chödrön “Belirsizlik ve Değişimle Beraber Güzel Bir Hayat” isimli kitabında tam da bu sorulara yanıt arıyor. Sen de belirsizliklerin içinde bir umut bulabilmek istiyorsan vakit kaybetmeden bu kitaba başlayabilirsin.
Belirsizlikle baş etmeye çalışırken kendine çok daha temel bir soru soruyor olabilirsin: Baş etmeyi ben nereden bileyim? Psikolog Dr. Gizem Sürenkök, Baş Etmeyi Ben Nereden Bileyim? isimli podcastinde tam da bu soruya cevap veriyor. Keyifli dinlemeler!
Belirsizliğe bir poker danışmanının gözünden bakmak nasıl olurdu? Kulağa ilginç geliyor, değil mi? İşte bu konuşma gerçekten kulağa geldiği kadar ilginç! Belirsizliğe dair yeni bir bakış açısı kazanmak istersen Caspar Berry’nin Belirsizlikle Başa Çıkmak isimli TED konuşması tam sana göre!