Sevginin Tek Bir Dili mi Var?
Sevdiğimiz şekilde, sevgimizi gösterdiğimiz yolla sevilmeyi bekliyoruz çoğunlukla. Peki ya sevgiyi göstermenin, sevdiğimizi ifade etmenin çok farklı şekilleri varsa?
Son zamanlarda özellikle de tehdit altında hissettiğimizde desteğe, sevilmeye ve birlik olmaya ihtiyaç duyuyoruz. Çocukluktan itibaren ebeveynlerimizden gördüklerimizle, içinde bulunduğumuz çevreyle, okuduklarımızla, izlediklerimizle kendimize ait bir sevme şekli ve sevgi anlayışı geliştiriyoruz. Kimilerimiz sevgisini haykırarak yaşamayı tercih ederken kimilerimiz daha sessiz ifade biçimleri gösteriyor. Aslında sevme şeklimiz de kendimiz gibi biricik ve bize ait bir dil. Sevgi dilimizi kullanma şeklimizi günlük hayatımızda, davranışlarımızda, istek ve ihtiyaçlarımızda hatta hayallerimizde bile gözlemleyebiliyoruz. Sevgimizi nasıl gösteriyoruz? Nasıl sevilmeyi hayal ediyoruz? Kimlerden sevgi gördüğümüzü hissediyoruz? Aslında bu sorulara verdiğimiz cevaplar bizlere sevgi dilimizle ilgili ipuçları da veriyor. Sevgimizi kelimelerle gösteriyorsak çevremizden de bunu bekleyebiliyoruz ya da sevgimizi değer verdiğimiz insanların hayatlarını kolaylaştırarak gösteriyorsak sevildiğimizi hissetmek için onlardan da aynı davranışı bekleyebiliyoruz. Peki, sevgiyi gösterme şekillerimiz kendimize has ise bize ait sevme biçimini çevremizdekilerde görmememiz sevilmediğimiz anlamına mı geliyor?
Sevme şekillerinin öznelliği hakkındaki farkındalığımızı artırmak, sevgi görmediğimizi düşündüğümüz ilişkilerde aslında sevildiğimizi ve değer gördüğümüzü fark etmemizi sağlayabiliyor. Ailemizin, partnerlerimizin veya dostlarımızın sevgi dillerinin bizimle aynı olmaması bizleri sevmedikleri anlamına gelmiyor. Örneğin; biz sevgimizi sarılmak, dokunmak, öpmek gibi daha fiziksel şekillerde göstermeye yatkın olabiliriz. Buna karşın partnerimiz bize olan sevgisini farklı konularda yardım ederek gösteriyor olabilir. Böyle bir durumda partnerimiz bize sevgisini fiziksel yollarla göstermediği için sevilmediğimizi düşünebiliyor ve incinebiliyoruz. Öte yandan eğer onun kendine has dilinin farkına varabilirsek hem onun sevgisini hissedebiliyor hem de ne kadar çok sevdiğimizin bilincine varabiliyoruz. Dikkatimizi verdiğimiz zaman bize gösterilen kocaman sevginin bazen çok küçük detaylarda bile kendini dışa vurduğunu görebiliyoruz. Çok yorucu bir günün ardından eve gittiğimizde ev arkadaşımızın bize yemek hazırlaması, kendimizi kötü hissettiğimizde partnerimizin bize sarılması, aile üyelerimizden birinin hafta sonunu bizimle geçirmek istemesi gibi günlük hayatımızda bize sıradan gelen davranışlar seni seviyorum demenin farklı ifade şekilleri.
Etrafımızdakilerin sevgi dillerini ne kadar iyi tanıyoruz? Bu hafta bu soruya cevap bulmak için bir fırsat olabilir. Sevdiğimiz gibi sevilmek de çok güzel bir duygu. Fakat sevme şeklimizden farklı bir şekilde sevilmek de yeni bir dil öğrenmek kadar heyecan verici ve zenginleştirici olamaz mı? Bazen kendi sevme şeklimize o kadar takılı kalabiliyoruz ki aynı davranışı göremediğimizde sevilmediğimize inanarak kendimizi gerçek olmayan bir değersizlik hissine hapsedebiliyoruz. Aynı şekilde kendi sevgi dilimizi çevremizdekilere dayatarak onların özgünlüğünü kısıtlayabiliyor ve kendilerini rahat hissetmedikleri bir davranış şeklinde bulunmalarını bekleyerek onları baskı altında hissettirebiliyoruz. İlişkilerimizde bizlere zarar verebilen bu davranıştan uzaklaşabilmek için farklı sevgi dillerinin varlığı hakkındaki farkındalığımızı artırmak faydalı olabiliyor. Aşağıda senin için derlediğimiz beş temel sevgi dilini inceleyerek bu hafta etrafındaki insanlara bu gözlerle bakmayı dene. Ne kadar çok sevildiğini göreceksin!
Sevgiyi sözlerle ifade etmek: Karşımızdaki kişiye nazik sözlerle, cesaretlendirici cümlelerle, küçük sevgi dolu notlarla ve sevimli mesajlarla sevgimizi gösteriyoruz.
Kaliteli zaman geçirmek: Sevdiğimizi göstermek için ilgimizi ve zamanımızı sevdiğimiz kişiye ayırıyoruz ve onunla geçirdiğimiz her anın anlamlı olmasına özen gösteriyoruz.
Yardımcı olmak: Sevdiğimiz kişinin yaşamını kolaylaştırmaya ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz.
Hediyeler vermek: Sevgimizi hediyelerle gösteriyoruz. Aslında sadece hediyenin kendisi değil; çabamız, düşüncemiz ve bu hediye için ayırdığımız vakit de sevgimizin bir göstergesi.
Fiziksel temas: Sevdiğimiz kişiye fiziksel olarak yakın olarak, dokunarak, sarılarak, onun saçlarıyla oynayarak ve onu öperek sevgimizi gösteriyoruz.
Kendi sevgi dilini tanırken #Relate yanında!
Şu ana kadar başkalarının sevgi dillerini anlamaktan ve fark etmekten bahsettik. Peki kendi sevgi dilimizi ne kadar iyi tanıyoruz? Bizim sevme şeklimiz nasıl? Sevgimizi sağlıklı biçimlerde etrafımızdakilere gösterebiliyor muyuz? Peki kendimizi nasıl seviyoruz? Eğer bu sorulara cevap bulabilmek ve sevgi dilin hakkında farkındalığını artırmak istiyorsan Relate uygulamasındaki “Duygusal Zekayı Geliştirmek”, “Kendini Sevmeyi Öğrenmek” ve “Partnerle Güvenli Bağlanmak” yolculukları tam sana göre!
Bu hafta okuman gerekenler
Sevme şekillerimizin öznel olduğunu ve sevginin farklı halleri olduğunu söyledik. Böyle baktığımızda sevgi de biraz sanat gibi değil mi? Sevginin derinlerine inmek ve aslında ne kadar büyük bir sanat olduğunu anlamak için bu hafta senin için seçtiğimiz Erich Fromm’un Sevme Sanatı adlı kitabına başlayabilirsin!
Birini çok derinden sevdiğimizde veya birine aşık olduğumuzda neler olduğuna bilimsel bir gözle bakmak ister misin? Shannon Odell’in aşık olduğumuzda beynimizde neler olduğunu bizlere esprili bir dille ve tatlı görsellerle anlattığı “Aşık Olmanın Bilimi” isimli TED videosunu izlemeyi unutma!
İlişki dilinin biricikliği ve ilişkilerde aynı dili konuşmak üzerine uzmanlar ne diyor diye merak ediyor musun? Dr. Gizem Sürenkök ile Uzm. Psikolog Bilge Kol’un İlişkilerimizde Nasıl Aynı Dili Konuşabiliriz? sorusuna cevap aradığı bu podcaste vakit ayırmanı öneriyoruz!