Kaygı seviyemizin yüksek olduğu günlerden geçiyoruz. Hüzün, öfke, çaresizlik, suçluluk gibi birçok yoğun olumsuz duygu da zaman zaman bize kendisini hissettiriyor. Hepimizin benzer şekilde deneyimlediği bu duygularla baş etme yöntemlerimiz farklı olabiliyor. Hayat kendi akışına dönmeli mi dönmemeli mi sorusu gerek sosyal medyada gerek günlük hayatımızda sık sık karşımıza çıkıyor. Kimimiz rutinlerimizi devam ettirmeyi bencilce bulurken kimimiz birbirimize daha iyi gelebilmek için bunu yapmamız gerektiğini savunuyor. Peki bu soruya doğru bir cevap var mı?
İçinde bulunduğumuz durumu yaşamanın herkes için geçerli olan tek bir yolu yok. Bu nedenle birbirimize dayatmalarda bulunmak yerine birbirimizin kararlarına karşı saygılı ve anlayışlı olmamız gerekiyor. Araştırmalara göre rutinlerimizi devam ettirmek psikolojik iyilik halimiz için çok kıymetli. Güven ve kontrol duygularımızın derinden sarsıldığı bugünlerde rutinlerimize ihtiyaç duyuyor olmamızın sebebi hayatımızın en azından bazı alanlarında stabilitenin varlığını görme ihtiyacımız. Fakat hepimizin rutinlerine dönebilmek için ihtiyaç duyduğu süre farklılık gösteriyor. Birbirimizi yargılamak yerine farklılıklarımızı kabul edersek sağlıklı bir dayanışma içine girebiliriz. Kendimize ve birbirimize iyi gelebilirsek şu anda desteğe ihtiyacı olan insanlara da daha iyi dokunabiliriz.
Sen kendine neyin daha iyi geleceğini düşünüyorsun? Biraz daha rutinlerine dönüp kendini normal hayatın akışına bırakmak sana iyi gelecekse bu sayede başkalarına da daha iyi gelebilirsin. Belki de henüz buna hazır değilsin ve içindeki yası yaşamak için biraz daha alana ve zamana ihtiyacın var. Bu da oldukça anlaşılır bir tercih olabilir. Önemli olan bu süreçte kendine ve duygularına şefkatle yaklaşıp ihtiyaçlarına kulak verebilmen.
Bu dönemde daha fazla desteğe ihtiyacın varsa #RelateYanında
Bugünlerde elimizden gelen desteği daha çok tanımadığımız insanlara ya da hayvanlara versek de bazılarımızın depremden doğrudan etkilenmiş yakınları da var. Yardım etmeyi ve iyi gelebilmeyi çok istesek de böyle zamanlarda nasıl davranmamız gerektiğini bilemeyebiliyoruz. Sen de benzer hisler yaşıyorsan depremden etkilenen yakınlarına en sağlıklı şekilde yardımcı olabilmek için uygulamamızda ücretsiz olarak erişime açık olan “Depremzede Yakınına Destek Olmak” yolculuğuna başlayabilirsin.
Bununla birlikte depremi yakından deneyimlememiş olsak da, sevdiklerimiz doğrudan bu durumdan etkilenmemiş olsa da yaşadığımız felaket hepimizin üzerinde büyük ya da küçük bir etki bıraktı. Bu dolaylı yoldan etkilenme duruma “ikincil travma” adını veriyoruz. Böyle bir durumda duygularımızla baş etmekte zorlandığımız gibi fiziksel sorunlar da yaşayabiliyoruz. Fakat bu duygu ve sorunlarımızı sağlıklı bir şekilde yönetebildiğimiz sürece hüznümüzü, öfkemizi ya da kaygımızı yapıcı çözümler üretmek için kullanabiliyoruz. Yaşadıklarınla sağlıklı bir şekilde baş etmek konusunda desteğe ihtiyacın olduğunu düşünüyorsan yine ücretsiz erişime açık olan “Depremi Uzaktan Deneyimlemek” yolculuğuna başlayarak bu konuda sağlam adımlar atabilirsin.
Her şey bir yana, ülkemiz bir deprem ülkesi ve yakın zamanda yaşadığımız bu felaket bu gerçeği hepimize bir kez daha hatırlattı. Yaşadıklarımız ve gördüklerimiz deprem kaygımızı artırdı. Fakat depreme karşı yapıcı önlemler alabilmek için sahip olduğumuz bu kaygıyı sağlıklı bir şekilde yönetmemiz gerekiyor. Kaygının yarattığı elimiz kolumuz bağlı bir şekilde oturma halinden çıkıp kaygımızı plan yaparak ve önlem alarak faydamıza kullanabilmek için “Deprem Kaygısını Azaltmak” yolculuğunu hazırladık. Herkesin erişimine açık bu yolculuk sayesinde sen de kaygın üzerinde çalışabilir ve kaygını önlem alma yolunda bir itici güç haline getirebilirsin.