Merhaba Sevgili Relater,
Günlerin nasıl geçiyor? Umarım her şey yolundadır. Sen de yaz gelince kendini geliştirmek üzere yeni kararlar alanlardan mısın? Ben günlerime yeni bir rutin eklemeye karar verdim: her akşam 40 dakikalık bir yürüyüşe çıkmak. Sonra aklıma şu geldi: “E ben her gün aynı yolları mı yürüyeceğim? Sıkılmaz mıyım?”
Nasıl bir yaşam tarzımız olursa olsun, her günümüz birbirine benzeyebiliyor. Sabah kalkınca ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz, kendimizce güne hazırlanıyoruz ve belki aynı kahvaltıyı yapıyoruz. Gün içinde aynı kişilerle iletişim kuruyor, aynı işleri yapıyor ve akşam da yine aynı yatakta uykuya dalıyoruz. “Sanki her gün aynı günü yaşıyorum.” diye düşünüp bunalabiliyoruz.
Bu da bizi zaman zaman değişiklik ve yenilik arayışına sürükleyebiliyor. O gün sadece minik bir farklılık bile bize iyi gelebiliyor. Ancak ben bugün monotonluğu biraz daha olumlu bir yerden ele almak istiyorum: Acaba monotonluğun ne gibi güzellikleri bulunuyor olabilir?
Her gün farklı bir zamanda ve farklı bir yerde uyandığın ve her günü bambaşka şekillerde geçirdiğin bir hayat hayal edebiliyor musun? Bu belki kulağa heyecan verici gelse de uzun vadede yorucu, karmaşık ve güvensiz hissettirebiliyor. Çünkü her gün tekrarladığımız şeyler bizde güven ve aidiyet hissi yaratıyor.
Yogada pozda derinleşmek diye bir kavram var. Aynı akışları tekrar ettikçe ve aynı pozlarda kaldıkça aslında oraya iyice yerleşmeye ve kendimizi gözlemleyebilmeye başlıyoruz. Bakıyoruz, bugün bu pozda çok rahat kalabiliyoruz ama dün epey bir zorlanmıştık. Belki de bedenimizde uyanan, daha önce fark etmediğimiz bir hissi fark ediyoruz.
Bu, anın farkında olma ve anı gözlemleyebilme hâlini günlük rutinlerimizde de pratik etmek mümkün. Mesela, her gün işe giderken geçtiğimiz o yolda bizi gülümsetecek şeyler bulabiliriz. Bu belki havaların güzelleşmesiyle rengarenk açan çiçekler, kuşların cıvıltısı veya gökyüzünün rengi olabilir. Aynı şekilde, birbirine sevgi gösteren iki insan, burnumuza gelen hoş bir koku veya komik bir tabela da bizi gülümsetebilir.
Bu örnekler elbette kişiden kişiye değişkenlik gösterebiliyor. Ancak demek istediğim, bizi her ne neşelendiriyorsa onu sıradanlığın içinde de bulabileceğimiz. Hatta bu küçük tatlı detayları belki de rutinlerimizin içinde daha kolay yakalayabileceğimiz…
Çünkü her gün tekrar ettiğimiz eylemlerde derinleşme imkanı yakalıyoruz. Aynı yolu tekrar tekrar yürüdükçe ilk başta dikkatimizi çeken şeylere bir süre sonra alışıyor ve zamanla daha küçük detayları yakalamaya başlıyoruz.
Tabii bu, rutinlerimizi daha keyifli hâle getirmenin sadece bir yolu. Bu konuyla ilgili daha fazlasını keşfetmek istersen sana Yapa Yapa Öğreniyoruz podcastinin 4 Adımda Sıradanı Keyifliye Çevirme Sanatı bölümünü önerebilirim. İşe gitmek için her sabah 5’te kalkan ve günün en az dört saatini yolda geçiren Ece Aybike Ala, bu bölümde günlük rutinini nasıl kendini heyecanlandıran bir hâle getirdiğini anlatıyor. Bununla birlikte, nasıl kendi deneyimimizin mimarı olabileceğimize dair bize ipuçları veriyor.
Bugünkü bültenimizin sonuna gelmişken sana bir teklifim var: Bu hafta, senin için monotonlaşmış bir şeyi yaparken farkındalığını açık tutmaya ne dersin? Bakalım bu sayede neler keşfedeceksin, bu pratik sana nasıl gelecek? Eğer deneyimini bizimle paylaşmak istersen aydan@therelate.app email adresine yazabilirsin. Fark ettiklerini okumak bizi mutlu eder! ☺️
Bir sonraki bültende görüşmek üzere sevgili Relater, kendine çok iyi bak.
Sevgiler,
Aydan 🩵
Rutinleri severim ben, hatta bi yazı bile yazmıştım bu konuda :)
https://open.substack.com/pub/cerentataroglu/p/rutin-guzeldir?r=2qgpc8&utm_medium=ios