💔 Kalmak mı, Gitmek mi? İlişkide Kararlarımızı Gerçekten Ne Yönlendiriyor?
Merhaba sevgili Relater,
Ben Klinik Psikolog Rengim Lal. Bugün, ilişkilerde hepimizin zaman zaman düşündüğü ama kendimize itiraf etmekte zorlandığımız bir konuya bakıyoruz: Bir ilişkide kalmaya devam etme motivasyonumuz gerçekten sevgi mi, yoksa korkularımız mı?
Belki bir noktada “Bu ilişkiye devam etmek istiyor muyum?” sorusunu kendine sormuşsundur. Ama cevabın neye dayanıyordu? Gerçekten partnerini sevdiğin için mi kalıyordun, yoksa yalnız kalma korkusu, belirsizliğin getirdiği kaygı, yeniden başlama endişesi mi seni orada tutuyordu?
❓ "Ayrılırsam ne yaparım?"
❓ "Onsuz kendimi eksik hisseder miyim?"
❓ "Tekrar böyle birini bulabilir miyim?"
Bazen, “ayrılmamak için kalmak” ile “gerçekten istediğimiz için kalmak” arasındaki çizgi bulanıklaşabiliyor. İlişkinin artık sağlıklı olup olmadığını sorguluyoruz, partnerimize karşı hislerimiz net olmuyor ama sırf yalnız kalmamak için bu duyguları bastırıyoruz…
Kabul edelim: Ayrılık korkutucu olabilir. Birlikte geçirilen zaman, kurulan düzen, ortak arkadaşlıklar ve alışkanlıklar... Hepsini geride bırakmak zor geliyor. Peki bu korkular ilişkimizde nasıl bir rol oynuyor?
1️⃣ Bilinmezlik Korkusu
Ayrılıktan sonra hayatımızın nasıl şekilleneceğini bilememek, bizi bildiğimiz ve güvende hissettiğimiz yerde kalmaya itebiliyor. Dışarıda bizi daha mutlu edebilecek ihtimaller olsa da konfor alanımızdan çıkamadığımız için elimizdekinin yettiğine inanıyoruz. Belki ayrıldığımız an her şey hemen yoluna girmeyecek ama sırf kısa vadede zorlanmamak için kendimizi uzun vadede tatmin etmeyen bir ilişkide bırakıyoruz. Oysa bazen dibi görmek, yükselmenin ilk adımı olabilir.
2️⃣ Yalnız Kalma Kaygısı
Yalnız kalmaya dair duyduğumuz kaygı, bazen bir ilişkide kalmamız için sevgiye oranla daha güçlü bir motivasyon olabiliyor. Evimizi ya da hayatımızı biriyle paylaşırken bunun elimizden alınması fikri korkutucu gelebiliyor. Yalnız kalırsak nasıl çevremizi genişleteceğimizi ya da her şeyi tek başımıza nasıl yapacağımızı bilemeyebiliyoruz. Ama bir hatırlatmam var: Biz yetişkin insanlarız! Evet, belki başta yalnız kalmak ve bir şeyleri tek başına yapmak zor gelecek ama onun da üstesinden gelmeyi öğreneceğiz!
3️⃣ Kendi Değerini Sorgulamak
“Daha iyisini bulamam.” ya da “Beni kimse onun gibi sevemez.” gibi düşünceler, kendi değerimizi sorgulamamıza neden olabiliyor. Sanki dünya üzerinde bizim sevebileceğimiz ya da bizi sevebilecek başka kimse çıkmayacakmış gibi hissedebiliyoruz. Oysaki dünya üzerinde bize iyi gelebilecek bir sürü insan var! Sadece biz nereye bakacağımızı bilemiyoruz. Evet, belki şu anki sosyal çevrende kimse sana uygun görünmüyor olabilir ama başka sosyal çevrelere katılamayacağını kim söyledi? Her yaşta yeni arkadaşlar edinebilir, yeni hobiler edinebilir, yeni insanlarla tanışabilirsin!
4️⃣ Alışkanlığı Sevgi Sanmak
Bazen bir ilişkiye alışmış olmayı sevgi ile karıştırabiliyoruz. Partnerimiz olmadan hayatın nasıl olacağını hayal etmek bile zor gelebiliyor. Partnerinle iletişim kalitenizden tatmin olmuyor, şu an aldığından daha fazla duygusal desteğe ihtiyaç duyuyor ve fiziksel yakınlık kurmakta zorlandığını hissediyorsan ilişkiniz yalnızca işlevsel bir hale gelmiş olabilir. Elbette bu durum ilişkinizi bitirmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor. Partnerinle birlikte bunlar üzerinde çalışmaya gönüllüyseniz ilişkinizi yeniden canlandırabilirsiniz. Ancak bazen de olmuyorsa olmadığını kabul etmek gerekiyor.
Tüm bunları yaşamak çok insani ve anlaşılır. Ancak eğer ilişkinin geleceğini sorguladığın bir noktadaysan sağlıklı bir karar alabilmek için şu sorular üzerine düşünebilirsin:
Partnerimle birlikteyken kendimi nasıl hissediyorum? Kendimi güvende, sevgi dolu ve desteklenmiş mi hissediyorum, yoksa sürekli endişeli, suçlu ya da tatmin olmamış mı?
Kendi değerimi bu ilişkiden mi alıyorum? Bu ilişki bitse kim olduğumu ve ne kadar değerli olduğumu kaybedecek miyim?
Bir geleceğimiz olduğunu gerçekten hissediyor muyum? Yoksa sadece birlikte zaman geçirdiğimiz için mi geleceğe dair umut besliyorum?
Ayrılma fikri beni neden korkutuyor?
Eğer korkularım olmasaydı ne yapardım?
Haftanın Ücretsiz Etkinlik Önerisi: “Ayrılığı Atlatmak ve Anlamlandırmak” Atölyesi
Bir ayrılık yaşadıysan ve hala o kişiyi unutmakta zorlanıyorsan,
Bir daha öyle sevemeyeceğini düşünüp umutsuzluğa kapılıyorsan,
Geçmiş ilişkilerinde yaşadığın olumsuzlukların ilerideki ilişkilerine de yansımasından korkuyorsan sana iyi gelebilecek bir atölye önerimiz var.
Uzman Psikolog Rengim Lal ile Zoom üzerinden online yapılacak bu atölye 18 Mart Salı günü saat 21.00’da gerçekleşecek. Bu link üzerinden atölyeye ücretsiz bir şekilde kaydolabilirsin.
🎬 Sweet Magnolias (2020)
Son zamanlarda olabildiğince az dramalı ne izleyebilirim diye bakınarak ve Gilmore Girls’e 10. kez başlamayayım diyerek dizi arayışına girdiğim esnada gözüme çarpan Sweet Magnolias dizisini sana önermek istedim. Dizi Güney Carolina’da küçük bir kasabada yaşayan üç çocukluk arkadaşı kadının hayatlarını konu alıyor. Dizinin ilk bölümünde bu arkadaşlardan biri olan Maddie’nin uzun yıllardır evli olduğu ve 3 çocuk sahibi olduğu kocasından ayrılık süreci ele alınıyor. Kocasının sadakatsizliği ve başka biriyle birlikte olmak istemesi sonucu hayatlarını ayırma kararı alıyorlar ve Maddie bir yerde “Hayatım altüst oldu.” diyor. E kadın haklı, evliliğine dair hayalleri yıkılıyor günün sonunda. Ama geriye dönüp baktığında ne kadar konfor alanı olursa olsun artık o ilişkide mutlu olamayacağını anlıyor ve önüne bakıyor. Çok da güzel bakıyor. 🙂
Not: İzlemeye karar verirsen de bazı açılardan klişe bir diziden ötesini beklemeyeceğinizi umuyorum. 😂
Bir sonraki bültende görüşmek üzere sevgili Relater. Unutma, en sağlıklı ilişki korkuların seni zorla içinde tuttuğu bir ilişki değil, isteyerek içinde olduğun bir ilişkidir.
Sevgiler,
Rengim Lal
Bülteni okumak ve aşağıda konuyla alakalı eğitim görmek beni çok mutlu etti. Teşekkür ederim ☺️