Doğru Bildiğimiz Yanlışlar: Cinsellik Mitleri
“Cinsellik hareket halindeki bir duygudur.” -Mae West
Cinsellik toplumumuzda konuşulması tabu olan konuların başında yer alıyor. Cinsellik hakkında konuşmaktan, bilgi almaktan hatta cinsel sağlığımıza özen göstermekten bile çekinebiliyoruz. Halbuki cinsellik tüm canlılarda olduğu gibi bizim de var oluşumuzun bir parçası! Birine zarar vermediği, başkasının sınırlarını çiğnemediği ve saygı çerçevesinde ilerlediği sürece cinsellik hakkında utanılacak hiçbir şey yok. Aksine, cinsellik sağlıklı yaşandığında yaşam enerjimizi besliyor ve hayattan aldığımız tatmini artırıyor.
Tabu olan diğer konularda olduğu gibi, cinselliğin konuşulmaması yanlış bilgilerin yayılmasına ve toplumun zihnine yerleşmesine neden oluyor. Doğru bilgiye ulaşamadığımızda kulaktan dolma bilgileri doğruymuş gibi kabul ederek cinselliğe bakış açımızı bu yanlış bilgiler üzerinden geliştirebiliyoruz. Gelin cinsellik hakkında doğru bildiğimiz yanlışlardan birkaçını birlikte inceleyelim.
“Erkekler cinsellikle kadınlara kıyasla daha fazla ilgilenirler.”: Bu yanlış inanışın doğmasının nedeni kadınların çocukluk yaşlarından itibaren hem aileleri hem de toplum tarafından baskılanmaları ve cinselliği bir “günah” olarak görmeye itilmeleri. Aslında doğamız gereği hepimiz türün çoğalmasına katkıda bulunma eğiliminde davranışlar sergiliyoruz. Sosyal olarak ise toplumlarda kadınlara daha “romantik” olma rolü veriliyor. Bu da kadınların yargılanacaklarını düşünerek cinsel istek ve ihtiyaçlarını dile getirmemelerine neden oluyor.
“Doğum kontrolü kadınların sorumluluğundadır.”: Korunma yöntemleri hem gebeliği önlemek hem de cinsel hastalıkların bulaşmasına engel olmak için kullanılabiliyor. Bu bağlamda aslında cinsel hastalıklardan korunma ve doğum kontrolü her iki partneri de etkileyen, dolayısıyla her iki tarafın da sorumluluk alması gereken bir durum. Bu konuda karşılıklı ve açık bir iletişim kurulması en doğru yaklaşım.
“Cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olsaydı anlardım.”: Cinsel hastalıkların çoğu gözle görülür hastalıklar değiller! Birçok cinsel yolla bulaşan hastalık aylar hatta yıllar boyu hiçbir belirti göstermeyebiliyor. Bu nedenle cinsel yolla bulaşan bir hastalığımız olup olmadığını anlamanın en güvenli yol bir tarama testi yaptırmak oluyor. Kendimiz yaptırmanın yanı sıra bu konudaki soru işaretlerimizi partnerimizle de şeffaf bir şekilde konuşmamız gerekiyor.
“Cinsellik yalnızca orgazmla sonuçlandığında iyidir.”: Birçok insan cinsellik deneyiminden keyif almanın ölçütünün orgazm olduğunu düşünüyor ve bu nedenle (olmadığı zamanlarda bile) orgazm olduğunu partnerine belli etmek zorunda hissediyor. Orgazm, cinsel paylaşımın bir getirisi olsa da her zaman için cinselliğin asıl amacı olduğunu söylemek doğru olmaz. Hatta her cinsel birliktelikte orgazm olmak, cinsel paylaşımın iyi olduğu anlamına gelmek zorunda değil. Cinsel paylaşımın amacı zevk alınan bir tecrübe yaşamak olarak belirtiliyor. Orgazma odaklanarak cinselliği yaşamak ise cinsel paylaşımdan alınan keyfi azalttığı gibi bunun stresli bir tecrübeye dönüşmesine neden olabiliyor.
Hepimiz için kendi bedenimiz hakkında bilgi edinmek, istek ve arzularımızı tanımak ve sınırlarımızı belirlemek oldukça doğal bir ihtiyaç olmanın yanı sıra fiziksel ve psikolojik sağlığımız için de gerekli arayışlar. Bu nedenle cinselliğe dair kendi bakış açımızı oluşturabilmek ve şehir efsaneleriyle değil bilimsel bilgilerle hareket edebilmek için cinsellik hakkında araştırma yapmamız gerekiyor. Peki bu konuda kendimizi geliştirmek için neler okuyalım, neler dinleyelim, neler izleyelim?
Kendi Cinselliğini Keşfederken #RelateYanında!
Cinselliğini keşfederken sınırlarının farkına varman ve gerektiğinde o sınırları başkalarına açık ve net bir şekilde açıklayabilmen önemli. Bunu yapabilmenin en sağlıklı yolu da partnerinle etkili bir iletişim kurabilmen. Böyle anlatınca kulağa zor geliyor olabilir fakat endişelenme, Relate yanında! “Sınır Koymayı Öğrenmek” ve “Partnerle Güvenli Bağlanmak” yolculukları sayesinde partnerinle sağlıklı bir şekilde iletişim kurma ve kişisel sınırlarını koruma becerilerini geliştirebilirsin!
Dr. Ghislaine Paris “Modern yaşantılarımızda cinselliğe hak ettiği değeri veriyor muyuz? Cinselliğimizin ne kadarı bize, ne kadarı topluma ait? Toplumsal normlardan, tabulardan, din ve ahlak kurallarından kendini kurtarmış bir cinsellik mümkün mü?” gibi sorulara cevap aradığı “Cinselliğin Önemi” isimli kitabında cinselliğe dair hepimizin sorduğu sorulara cevap veriyor. Öte yandan bizi cinsellik hakkında kendi bakış açımızı geliştirmeye davet ediyor.
İlişkilerimizde cinsellik nerede konumlanıyor? Partnerimizle aynı derecede cinsel istek mi duymalıyız? Libido uçurumu nedir? Sen de bu soruların cevaplarını merak ediyorsan Psikolog Dr. Gizem Sürenkök’ün İlişki Sürdürme Kılavuzu: İlişkide Cinsellik isimli podcastini kaçırma!
Cinselliğe biraz daha bilimsel ve eğlenceli bir pencereden bakmaya ne dersin? Pere Estupinyà bu TED konuşmasında seksoloji alanındaki son keşifleri eğlenceli bir dille anlatıyor ve yanlış bildiklerimizin üzerini çiziyor.