Bedenimizle Barışmak Mümkün Mü?
Merhaba sevgili Relater,
Ben Psikolog Rengim Lal. Yazın hareketli ve sıcak aylarına adım atarken bugün birçoğumuzun kalbine yakın bir konu hakkında konuşmak istedim: beden algısı. Günler uzadı, açık havanın tadı çıkarılmaya başlandı, modlar yükseldi ve bir kısmımız için mayoların, şortların ve ince giysilerin mevsimi geldi. Hal böyleyken hem başkalarının bedenini hem de kendi bedenimizi daha sık gördüğümüz için kendimizce kusur ya da kusurlu olarak algıladığımız yerlerimizi daha çok kafaya takabiliyoruz. Haydi gel bu bültende bedenlerimizle barışmamızın mümkün olup olmadığına ve bu konuda kendimizi nasıl geliştirebileceğimize bakalım.
Beden algısı, kendi fiziksel benliğimize ilişkin algımız ve bu algıdan kaynaklanan düşünce ve duygularımız olarak tanımlanıyor. Bu duygular olumlu, olumsuz veya hem olumlu hem olumsuz olabiliyor ve bireysel deneyimlerimiz kadar toplumun güzellik algısından ve medyada gördüklerimizden de etkilenebiliyor.
Bedenimizi nasıl algıladığımızın psikolojik iyilik halimiz üzerinde hatırı sayılır ölçüde bir etkisi bulunuyor. Düşünesene bedenimiz hakkında iyi hissettiğimizde, bu öz saygımıza ve dünyayla nasıl etkileşim kurduğumuza da yansıyor. İstediğimiz gibi giyinebiliyor, kendimizi ne giyeceğimize ya da ne yiyeceğimize dair katı kurallarla kısıtlamıyoruz. Ya da biri bedenimize dair bir yorum yaptığında öfkelenip tırnaklarımızı çıkarmak yerine ne demek istediğini anlamaya çalışıp ona göre yanıt verebiliyoruz. Üstelik beden algımız genel ruh halimizi de etkiliyor. Bedenimizden memnun değilsek daha depresif olabiliyoruz. Öte yandan, bedenimizle barışık olduğumuzda kendimizi cezalandırmak için değil, kendimize özen ve saygı gösterdiğimiz için sağlıklı alışkanlıklarımızı sürdürüyoruz.
Peki bu düşünce yapısına geçmek mümkün mü? Bedenimizle nasıl barışabiliriz? Bunun gizli bir formülü var mı?
Şu psikoloji dünyasında maalesef sihirli formüller bulunmuyor. Aynı şekilde bu işin kolay olacağını da söylemiyoruz. Ama bu emeklerimizin bir işe yaramayacağı anlamına gelmiyor! Farklı yolları deneyerek, kendimize uygun yöntemleri bularak ve yapabileceğimize inanarak sağlıklı bir beden algısına sahip olabiliriz. İşte bedenimizle barışmak için uygulayabileceğimiz 7 öneri:
Sosyal medya akışımızı düzenlemek: Sosyal medyada takip ettiğimiz profillerdeki beden tasvirleri dış görünüşümüze dair yetersiz ve memnuniyetsiz hissetmemize yol açabiliyor. Bize iyi gelmediğini fark ettiğimiz içeriklerden uzak durmak ve beden çeşitliliği ve olumluluğunu savunan hesapları takip etmek ise beden algımıza daha iyi geliyor.
Mutlu eden kıyafet tercihleri yapmak: Başkaları ne düşünür diye değil de “Ben ne istiyorum?” diye düşünüp ona göre giyinmek kendimizi daha rahat ve öz güvenli hissetmemizi sağlayabiliyor. Biz ne giyersek giyelim, başkalarının ne dediğini kontrol edemiyoruz. O nedenle “Elalem ne der?” düşüncesini bir kenara koymayı değerlendirebiliriz.
İşlevselliğe odaklanmak: Bir başkasından (özellikle de ailemizden) duyduğumuzda anlaşılmamış hissetsek de bedenimizin yapabileceklerine odaklanmak ve bunlar için minnet duymak bize iyi geliyor. Belki ilk başta “Yürüyebilmemi sağladıkları için bacaklarıma minnettarım.” şeklinde olumlamalar samimiyetsizce gelse de uzun vadede bedenimizin bize sağladığı olanakları takdir etmek ona olan bakışımızı değiştirebiliyor.
Öz şefkat pratikleri yapmak: Kendini acımasızca eleştirdiğini fark ettiğin anlarda durup yanında en yakın arkadaşın olsaydı sana ne derdi diye düşünebilir misin? O da seni benzer şekilde eleştirir miydi yoksa sana nazikçe olduğun halinle güzel olduğunu mu söylerdi? Arkadaşımızın nazik sesini içselleştirip kendi kendimizle bu şekilde konuşmaya başladığımızda beden algımızı daha olumlu bir yere çekebiliyoruz.
Eğlenceli bir hale getirmek: Fiziksel aktiviteleri çoğu zaman bedenimizi değiştirmenin bir yolu şeklinde algılayabiliyoruz. Oysaki bir zorunluluk olarak algılamadığımızda bize ne kadar zevk verdiklerini görebiliyoruz. Yoga, yürüyüş, dans… Neyden keyif alıyorsak onu yapmak psikolojik iyilik halimizi artırıyor.
Farkındalıkla yemek: Sıkı diyetlere giriştiğimizde çoğu zaman kıtlıktan çıkmışçasına yiyesimiz geldiğini fark etmiş miydin? O nedenle kısıtlama davranışını bir kenara bırakıp farkındalıkla yeme davranışına geçiş yapmak hem daha efektif hem de daha sürdürülebilir bir beslenme düzenine sahip olmamıza olanak tanıyor. Acıktığımızı hissettiğimizde yemek, doyduğumuzu hissettiğimizde bırakmak ve bize iyi hissettiren, güç ve lezzet veren yiyecekleri tadını çıkararak yemek bize iyi geliyor.
Doğru arkadaş seçimi yapmak: Sence sürekli sıkı diyetler yapan ve bedeninde kusur bulup duran insanlarla çevrili olmak mı yoksa bedenini olduğu gibi kabul eden ve onu en güzel şekilde beslemeye çalışan insanlarla birlikte olmak mı sana daha iyi gelirdi? Etrafımızda bizi destekleyen, olduğumuz halimizle kabul eden insanların varlığı beden algımızı olumlu etkiliyor. Bizi ve kendisini sık sık eleştiren insanlarla birlikte olmak ise kendimizden şüphe etmemize sebep oluyor.
2017 senesinde çıkan The Greatest Showman filminin müziklerinden “This Is Me” şarkısı kendimizi olduğumuz halimizle kabul ettiğimizde ne kadar güçlü hissedebileceğimizi anlatıyor. Toplumsal beklentilere veya önyargılara bakmaksızın kim olduğumuzu kucaklamamız gerektiğinden bahseden bu şarkı, beden algımızı daha olumlu bir yere taşıma yolculuğumuzda bize ışık oluyor.
Bültenimizin sonuna gelmişken Relate uygulamasını indirdiğinde yolculuklar kısmında karşına çıkacak olan “Sağlıklı Alışkanlık Edinmek” yolculuğunu bedeninle barışmak için bir araç olarak kullanabileceğini hatırlatmak isterim. Bu yolculukta desteğe ihtiyacın olduğunu hissedersen rengimlal@therelate.app adresine mail atarak bana ulaşabilirsin.
Görüşmek dileğiyle!
Sevgiler,
Psikolog Rengim Lal