Barbie Filminden İlhamla Kusurların İçinde Güzelliği Keşfetmek
Sevgili Barbie Hayranları ve Hater’ları,
Yeni çıkan Barbie filmi hakkında herkes bir şeyler yazdı, çizdi. Yazılanlar genellikle feminizm üzerine oldu. Biz de bu hafta bültenimizde farklı bir konuya odaklanıp Barbieland ve Gerçek Dünya’yı çarpıştıralım istedik.
Film bizi gerçek dünyanın kusurlarından uzak, rüya gibi bir yer olan Barbieland’e götürerek başlıyor. Burada Barbie’ler para ve şiddet derdinden uzak mutlu mesut yaşıyorlar. Ama bir an için merceği Barbie’lerden alıp Ken’lere odakladığımızda biraz hüzünlü bir sahne karşılıyor bizi. Çünkü Ken’ler Barbie’lerin peşinde koşan ve hayatlarında pek de bir aksiyon olmayan yancılar
halinde yaşıyorlar. Haydi hikayenin merkezine doğru ilerleyelim ve gerçek dünyanın mücadeleleri bizi samimiyet, dayanıklılık ve kendi özünü keşfetme konusunda derin bir yolculuğa çıkarsın!
Güzelliğin ve Mücadelenin İç İçe Geçtiği Bir Hayat
Barbie, "Barbieland" olarak adlandırılan dünyasında her gününü “en iyi günü” olacak şekilde yaşarken bir macerayla karşı karşıya kalır ve gerçek dünyaya yolculuk eder. Gerçek dünya onu çok şaşırtmıştır çünkü burada küfür, şiddet, erkek egemenliği ve olumsuz duyguları beraberinde getiren birçok acı vardır. Barbie burada hayatında ilk kez gözünden bir damla yaş döküldüğünü fark eder…
Barbieland ise her şeyin görünürde mükemmel olduğu, kusursuz manzaraların, parlak gülüşlerin ve daimi bir mutluluk havasının hakim olduğu bir yerdir. Ancak hikaye geliştikçe ve Barbie kendisini depresif hissetmeye başladıkça bu mükemmel görünümün altında, Barbie’nin içine pek de sinmeyen içi boş ve samimi olmayan bir duygu dünyasının gizlendiğini keşfederiz.
Barbie gerçek dünyaya yaptığı ziyareti sonucunda Barbieland'de gerçek dünyanın zorluklarını ve duygularını içermeyen bir hayatı olduğunu fark eder. Her gün aynı senaryoyu yaşadığına, rutine binmiş ve mükemmel görünen bir varoluşu anlamlı bulmadığına karar verir. Başlangıçta evini ve kendi dünyasını seven, bunlardan şikayet etmeyen Barbie, bu mükemmel kabuğun altında acıların, samimiyetin ve anlamlı ilişkilerin eksik olduğunu kısa sürede fark eder.
Üstelik gerçek dünya zorluklarıyla baş etmeyi öğrendikçe, Barbie (hepimiz gibi) gözünü korkutan zorlukların ve gerçek kimliğini keşfetme sürecinin getirdiği acıların ona güç verdiğini fark eder.
Özetle, film hayatın kusurlarının bizi eksiltmediğini, aksine bizi daha güçlü, daha merhametli insanlar haline getirdiğini muhteşem bir şekilde yansıtıyor. Gerçek hayatın karşımıza çıkardığı zorlukların ve adaletsizliklerin bizi hüsrana uğratması, bize acı çektirmesi ve günün sonunda depresif hissetmemize yol açması çok anlaşılır. Hepimiz bu yollardan geçiyoruz… Ama bu acı dolu yol ve yolun getirdiği olumsuz duygular aynı zamanda bizi mücadele etmeye, harekete geçmeye iten güç!
Öfke, hüzün, hayal kırıklığı, umutsuzluk gibi olumsuz duygularımız aslında bizi silkeleyip kendimize getirmeye çalışıyor. Bize söylemeye çalıştıkları bir şey var! O da şu: “Haydi kalk artık, yolunda gitmeyen şeyler var ve bunları değiştirebilecek tek kişi sensin. Sen kalk ki herkes de senin gibi ayağa kalksın!”
#RelateYanında
Sen de zaman zaman üzerine üzerine gelen olumsuz duyguların sana neler söylemeye çalıştığını anlamak, onlarla sağlıklı bir şekilde mücadele etmek ve ona göre harekete geçmek istiyorsan hemen Relate uygulamasını aç ve ücretsiz bir şekilde “Zor Duygularla Baş Etmek” yolculuğuna çık.