Babaların ve Baba Rolünü Üstlenen Kocaman Kalplilerin Günü
"Bazen babamın bir akordeon olduğunu düşünüyorum. Bana baktığında, gülümsediğinde ve nefes aldığında notaları duyuyorum." -Markus Zusak
Babalar Günü hızla yaklaşırken, şöyle bir kaynakları taradığımızda, günümüz toplumunda babalık rolünün önemli ölçüde değiştiğini görüyoruz. Yıllar içerisinde babalar çocuk bakımında eskiye nazaran daha aktif bir rol üstlenmeye başladı. Peki nedir bu değişimin sebebi?
Babalık kimliğinde dair toplumsal olarak inşa edilmiş birçok yanlış inancın daha dengeli bir zemine oturması günümüzde babaların çocukların yaşamında daha aktif, daha mevcut ve daha paylaşım odaklı olmasını sağladı.
Haydi, babaların eskiden benzer şekillerde davranmasına engel olan yanlış inanışlara yakından bakarak bu değişimi kutlayalım.
“Babaların görevi sadece ve sadece çocukları disiplin etmektir”: Bu yanlış inanış, babaların rolünün sadece kuralları uygulamak ve disiplin önlemleri almakla sınırlı olduğunu varsayılmasına sebep oluyor. Hal böyleyken, buna inananlar sevgi dolu ve duygusal olan her şeyin sadece annelerin sorumluluğu altında olduğunu düşünüyor. Aslında etkili bir ebeveynlik ve sağlıklı bir gelişim için çocukların hem disiplin hem de duygusal desteği her iki ebeveynden de görmeleri gerekiyor.
“Babalar çocuk bakımı konusunda anneler kadar yetenekli değiller”: Gerçeklikten uzak bu inanış babaların bebek bezi değiştirme, çocuklarını besleme veya günlük ihtiyaçlarıyla ilgilenme gibi görevlerde anneler kadar becerikli olmadığını söylüyor. Aslında babalar, fırsat ve destek verildiğinde bu alanlarda var olma ve çocuklarına aktif bir şekilde bakım verme konusunda anneler kadar yetenekli ve becerikli hale gelebiliyorlar.
Peki bu tarz inanışlar rafa kaldırılacak olursak babalar neler yaparak çocuklarının gelişiminde daha etkili, dengeli ve sağlıklı bir ebeveynlik sergileyebilirler?
Kaliteli Zaman Geçirmek: Hem babaların hem de annelerin çocuklarla oyun oynama, kitap okuma, yürüyüşe çıkma veya samimi sohbetler etme gibi aktivitelere anlamlı bir miktarda zaman ayırması gerekiyor. Çocuklarla paylaşılan bu anlar, ebeveyn-çocuk ilişkisini güçlendirirken çocukların zihninde sağlıklı ilişkilerin neye benzediğine dair bir örnek taşımalarını sağlıyor.
Eğitime Destek Olmak: Çocukların eğitimine aktif ilgi göstermek onlara kendilerini önemsenmiş ve önceliklendirilmiş hissettiriyor. Ev ödevlerine yardımcı olmak, veli toplantılarına katılmak veya okullarında gönüllü olarak görev almak eğitime katılımlarını artırarak başarı seviyelerini olumlu yönde etkiliyor.
Duygusal Bağlantıyı Kucaklamak: Çocuklarla açık ve dürüst bir iletişim kurarak onlara duygularını, düşüncelerini ve endişelerini ifade edebilecekleri güvenli bir ortam yaratabiliriz. Onları aktif bir şekilde dinleyerek ve eleştirel bir dilden uzak kalarak duygularını rahatlıkla ifade edebilecekleri bir alan açabilir, aramızda güven oluşmasını sağlayabiliriz. Bu sayede hem şimdiki hem de gelecekteki duygusal dayanıklılıklarını destekleyebiliriz.
Örnek Olmak: Çocuklar genellikle ebeveynlerini ya da diğer bakım verenlerini rol model olarak görüyorlar. İyilik, empati, saygı ve sorumluluk gibi çocuklarının da sahip olmasını istediğimiz nitelikleri günlük hayatımızda sergileyerek çocuklarımızı bu değerleri kazanmaya teşvik edebiliriz. Tabii bu konuda sözlerimizden daha çok eylemlerimizin etkili olduğunu unutmamız gerekiyor!
Bu Babalar Günü'nde biyolojik babaların yanı sıra üvey babalar, dedeler, amcalar, mentorlar ve yaşamımızı yönlendiren diğer önemli figürleri de kutlayalım. Bu özel gün, farklı deneyimleri ve aile yapılarını takdir etmek için harika bir fırsat!
Unutmayalım ki, babalık sadece biyolojik bağla tanımlanması mümkün olmayan bir rol. Çünkü babalık; genetik sınırları aşarak sevginin, şefkatin ve anlayışın özünü kucaklar. Bu Babalar Günü'nde biyolojik ilişkiye bakılmaksızın hayatımızda birer baba figürü olmaya çaba gösteren ve bize iyi birer baba olmak için ellerinden gelenin en iyisini yapan tüm insanları kutlayalım. Bu kişilere; sevgi, rehberlik ve destek sayesinde bir çocuğun babası olabilmenin herkesin hakkı olduğunu gösterdikleri için teşekkür edelim.
Unutma Relate Yanında!
Babalığın ödüllendirici olduğu kadar zorlu bir deneyim de olduğunu kabul etmek gerek! Bir ya da birden fazla çocuğun sorumluluğunu üstlenmenin getirdiği duygusal, fiziksel, finansal ve mental yük ebeveynleri ciddi anlamda yorabiliyor. Bu yorgunluğu ve bu yüklerin getirdiği stresi daha sağlıklı bir şekilde yönetebilmek istiyorsan Relate uygulamasındaki “Stresi Yönetmek” yolculuğuna başlamak sana iyi gelebilir.
Ünlü yönetmen Tim Burton tarafından yönetilen bir başyapıt olan Big Fish (Büyük Balık), babalar ile oğulları arasındaki karmaşık ilişkiyi derinlemesine incelerken aile hikayelerimizin benzersizliğini kucaklamanın önemini vurguluyor.
Filmin özünde, babaların hikayeler anlatarak ve geçmişlerini paylaşarak çocuklarıyla kurdukları bağın gücü anlatılıyor. Filmdeki çocuğun anlattığı fantastik hikayeler, aslında onun ailesiyle olan ilişkisini ifade etme biçimi. Bu sayede, film bize aile hikayelerinin, kimliklerimizin ve aidiyet hissimizin temelini oluşturabileceğini hatırlatıyor.
Hikayesinin yanı sıra "Büyük Balık", etkileyici görsel sahneleri, büyülü atmosferi ve unutulmaz performanslarla da dikkat çekiyor.
Eve bir bebeğin gelmesinin ardından aile yapısında dengelerin sarsılması çok normal. Ama bu dengeler sarsılırken hem yeni anne hem de yeni babaların psikolojik sağlıklarının bu dengesizlikten olumsuz bir şekilde etkilenmemesine özen göstermemiz gerekiyor. Sen de bu etkiyi hafifletmenin nasıl mümkün olabileceğini merak ediyorsan Relate Blog’daki bu yazıyı okumanı tavsiye ederiz!
Bültenimizin sonuna gelirken sevgi, şefkat, destek ve rehberliğini eksik etmeyen tüm baba figürlerini kutluyor, paha biçilemez değerlerini bir kez daha anımsıyoruz.
Sevgiler,
Relate.