Merhaba sevgili Relater,
Bu hafta, Anneler Günü vesilesiyle, hepimizin iç dünyasında farklı şekillerde yankı uyandıran “annelik” temasına biraz daha geniş bir pencereden bakalım istedik.
Toplum olarak anneliği çoğu zaman “kutsal” bir mertebeye yerleştiriyoruz. Fedakârlık, sınırsız sevgi, koşulsuz şefkat gibi idealize edilmiş kavramlarla yüceltilen annelik, bu haliyle hem gerçekçi olmadığı için erişilemez bir yere yerleşiyor hem de bu mertebeye erişmek zorunda hissedenler için yorucu olabiliyor. Çünkü gerçek hayat her zaman hayal ettiğimiz kadar pürüzsüz olmuyor - ki doğalı da bu.
Anneliğe bu denli büyük bir anlam yüklenmişken birçok kişi, büyüyüp yetişkin olduğunda annesi tarafından sevgi göremediği için “eksik” hissedebiliyor. Oysa besleyici bir bakım, sadece biyolojik anneden ya da bir “anne figüründen” gelmek zorunda olmuyor.
Bize her gün içten bir gülümseme sunan öğretmenimiz; kendimizi güvende hissetmemizi sağlayan babamız, teyzemiz, büyükannemiz ya da büyükbabamız; zor zamanlarda yanımızda olan arkadaşımız, çocuksu ruhumuzu şefkatle kucaklayan komşumuz…
Hepsi, gelişimimizde anlamlı izler bırakmış olabilir. Çünkü şefkat, aidiyet, güven ve besleyicilik yalnızca annelikle sınırlı değil.
Bu yüksek beklentiler yalnızca çocuklar üzerinde değil, anneler üzerinde de ağır bir baskı yaratıyor. Anne olunca insanlar her an mükemmel olmaları, her şeye yetmeleri, hiç yorulmamaları ya da hiç pişmanlık duymamaları gerekirmiş gibi hissedebiliyorlar.
Oysaki anne olmak insan üstü bir yaratık olmak anlamına gelmiyor. Anneler de dümdüz insanlar. Her annenin sınırlılıkları, kırılganlıkları ve kendi içsel engelleri de var.
Ve elbette bir çocuğa iyi gelmek için “kusursuz” olmak gerekmiyor. Yeterince iyi olmak, çoğu zaman en değerlisi oluyor.
Bu Anneler Günü’nde kutlama yapmak istiyorsan kutla, yas tutuyorsan yasını tut, karmaşık duygular içindeysen de onlara yer aç. Ve unutma: Sana iyi gelen ve sana bakım veren herkes seni büyüttü.
Bu duygusal dönemde zorlanıyorsan sana kendini biraz daha iyi hissettirebilecek iki yolculuk önerimiz var:
Karmaşık duygularla başa çıkmak, içsel gücünü yeniden bulmak için “Duygusal Dayanıklılık Kazanmak” yolculuğu sana yol gösterebilir.
Kimliğini sadece geçmiş deneyimlerinle değil, bugünkü ihtiyaçlarınla da şekillendirmek için “Kendi Değerini Keşfetmek” yolculuğu ile öz saygını yeniden kazanabilirsin.
Buraya tıklayarak bu yolculuklardan birine başlayabilirsin.
Anneler Günü’nü nasıl yaşarsan yaşa, deneyimlediğin duyguların hepsinin çok anlamlı ve kıymetli olduğunu unutma. Bu hafta kendine nazik davran. Bir sonraki bültende görüşmek üzere.
Sevgiler,
Relate İçerik Ekibi
Çok anlamlı bir yazı emeğinize sağlık 👏🏻🧡