Adalet Duygusunun Sarsılması, İçimizde Neleri Yerinden Oynatır?
Merhaba sevgili Relater,
Umarım olabildiğince iyisindir.
Fark ediyorum ki gözümüzün önünde yaşanan haksızlıklar, hele bir de birine değil binlere yapıldığında içimizdeki en temel duygulara dokunuyor. Bu hafta, anayasal hakkını kullandığı için gözaltına alınan gençleri izlerken hissettiklerimiz sadece öfke değil, onun da ötesinde bir şeydi belki de. Kimi zaman utanç, kimi zaman çaresizlik, kimi zaman korku. Ama en çok da “Bu da yapılabiliyorsa artık hiçbir şeyin güvencesi yok.” hissi.
Adalet duygusu, psikolojik dayanıklılığımızın temel taşlarından birisi. Bireysel olarak haksızlığa uğramış olmasak bile, adil olmayan bir sistemin içinde yaşamak, güvenlik hissimizi sarsar. Hukuka güvenemediğimizde sadece geleceğimiz değil, bugünümüz de belirsizleşir. Çünkü sadece ne yaşayacağımızı değil, başımıza bir şey geldiğinde kime başvurabileceğimizi de bilmek isteriz.
Bu belirsizlik halinin, çoğumuzda ağır bir stres tepkisi yaratması çok doğaldır. Uyuyamamak, odaklanamamak, sinirli hissetmek, sık sık haberleri kontrol etmek... Hepsi bu baskı ortamına verilen çok insani tepkilerdir. Bedenimiz “güvende değilim” mesajını alır ve sürekli alarmda kalır.
Ama bununla baş etmek için elimizden gelen bir şey yok sanmayalım. Haksızlığın karşısında hissettiğimiz duyguların bizi boğmasına izin vermemek için:
İsim koyabiliriz. Bu bir “adalet kaybı yasıdır.” Güvendiğimiz sistemin bize hizmet etmediğini fark etmenin yasını tutuyoruzdur.
Kolektif hissetmek, yalnızlığı azaltır. Bu duyguları hisseden tek kişi sen değilsin. Bunları seninle paylaşan bir topluluk olduğunu bilmek, yalnız hissetmenin getirdiği yükü sırtından alabilir.
İfade alanları yaratmak, içe kapanıp paralize olmamızın önüne geçer. Yazmak, çizmek, konuşmak, paylaşmak beynimizin duygularımızı işlemesini sağlar.
Destek sistemlerini güçlendirmek, kalabalıkta kaybolduğunu hissettiğin anlarda ne yöne gideceğini belirler. Yanında olan bir insanı görmek, daha sakin kalabilmeni sağlar.
Bu duyguların hiçbiri “anormal” değil. Üstelik bu duygularda yalnız da değilsin. Bu ülkede hakkını aramaya çalışan herkesin sırtında benzer bir ağırlık var. Ancak ve ancak bu yükü birlikte taşımaya devam edersek bir gün, gerçek adalete kavuşacağız ve sırtımızdaki yükler de sahibini bulacak.
Kalbim seninle,
Rengim